Çocuk Gelinler Toplumun Aile Yapısını Tehdit Ediyor…

ÇOCUK GELİNLER TOPLUMUN AİLE YAPISINI TEHDİT EDİYOR...

Çocuk Gelinler Toplumun Aile Yapısını Tehdit Ediyor…

Türkiye’de batıda yapılan evliliklerin dörtte biri, doğuda yapılan evliliklerin ise üçte biri çocuk yaşta yapılıyor ve 10’lu yaşlara kadar inmiş durumdaUzmanlar, toplumun çoğunluğu tarafından önemli bir sorun olarak görülmeyen erken yaşta evliliklerin, hem çocuk gelinleri, hem ailelerini hem de toplumu, gerek kısa vadede gerekse uzun vadede büyük sorunlarla karşı karşıya bırakabileceğinin ve aile yapımızı tehdit ettiğinin altını çizdiler. Konuyla ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulunan Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER) Genel Başkanı Aile ve Evlilik Terapisti  Uz.Dr. Taner CANATAR;artık normalleştirilen ve meşrulaştırılan bu olgunun derhal ortadan kalkması gerektiğini vurguladı.

Dr. CANATAR şunları kaydetti:

“Ataerkil ve geleneksel toplum yapısı, erken yaşta evlilikleri normalleştirmiş ve meşrulaştırmıştır. Toplumun erken yaştaki evlilikler için nedenleri veya mazeretleri her zaman mevcuttur. Oysa erken yaşta evlilik, kesinlikle ağır travmalara ve kalıcı psikolojik rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Ruhsal ve bedensel gelişimini henüz tamamlamamış, kendi yaşamının iplerini eline henüz alamamış, haklarını bilmeyen yüzlerce genç kız, ya kendi istekleri ile ya da ailelerinin zorlaması ile evlenmektedir. Bazen yoksulluktan kurtulma isteği, bazen yalnızca bir aidiyet arayışı, bazen mevcut durumdan kurtulup daha iyi görülene koşma, bazen köle gibi satılma, bazen “Evde kalırsın, yaşın geçerse kimse seni almaz” gibi yüz yıl öncesinden getirilip halen terk edilemeyen baskılar, bazen bir aşk, bazen de kendini ifade etme isteği, küçük yaşta evliliklerin nedenleri arasındadır. Bununla birlikte daha çocukluğunu ve gençliğini yaşayamadan evlendirilen bireyler, yaşam evrelerini sağlıklı geçirip, sağlıklı bir kişilik yapısı geliştiremezler ve evlilik ilişkilerinde çözümleyici yaklaşımlar gösteremezler. Kendi ergenlik sorunlarını halletmeden önce eş ya da ebeveyn olan bu tip ailelerin çocukları da sorunlu kişilik yapısına sahip olacaktır.”

ÇOCUK GELİN OLMAZ, OLAMAZ…

“Erken yaşta yapılan evliliklerde pişmanlık, öfke, özlem, hayal kırıklığı gibi duygular yoğun bir şekilde yaşanmakta ve bunlara bağlı olarak da ortaya çıkan sorunlar arasında en çok depresyon, kaygı bozuklukları, fobik problemler, güven problemleri, sağlık ile ilgili problemler ve intihar girişimleri bulunmaktadır. Fiziksel gelişimini ve ruhsal olgunlaşmasını tamamlayamamış gençler erkenden evlendiklerinde, gebelik ve doğumlarda anne veya çocuğun ölümüne, çocukların sağlıklı bir şekilde gelişimlerini tamamlayamamalarına neden olabilmektedirler. Ayrıca, erken yaş evliliklerinde aile içi sorunlar daha fazla görülmekte, çocuk bakımı ve çocuğu büyütme noktasında çift yeterli bir olgunlukta olamadığından ciddi sorunlar yaşamaktadırlar. Aile içi şiddet ve evlilikten mutlu olamamaları, kadında ve erkekte psikolojik sorunların görülmesine yol açabilmektedir. Bu tür evlilikler kadın için katlanılması gereken bir durum, erkek içinse mutluluğu dışarıda aramak için bir bahane olabilmektedir. Genç karı koca arasındaki sorunlar ailelerini de etkilemekte, aile ve eşler arasında kavgalara, kıskançlıklara, şiddete neden olmaktadır. Bu durum yıpranmış ailelere, mutsuz çiftlere, ortada kalmış ve psikolojik sorunlarla büyüyen çocuklara yol açmaktadır.”

“18 YAŞ ALTI EVLİLİK KESİNLİKLE YASAKLANMALI”

Zihinlere yerleşmiş köklü gelenek kodlarının değiştirilebilmesi gerektiğini savunan Dr. Canatar;”Ebeveynlerin, başta yazılı ve görsel medya olmak üzere çeşitli eğitim yöntemleriyle erken yaşta evlilik, kadın hakları, çocuk hakları, aile içi şiddet gibi önemli konularda bilinçlendirilmeleri gerekmektedir. 18 yaş altındaki evliliklerin yasalarla kesin bir şekilde engellenmesi, özellikle kız çocuklarının eğitime dâhil edilmesi, kadınların iş kurma ve meslek edinmeleri ile ekonomik anlamda özgürlüklerinin sağlanması, toplumun cinsel istismar, cinsiyet ayrımcılığı ve toplumsal halk sağlığı konularında bilinçlendirilmesi, ekonomik koşulların iyileştirilmesi gerekmektedir. Evlilik öncesi fiziksel tahlilleri zorunlu tutan devlet, evlilik öncesi eğitimi şart koşmalıdır. Aslında ne koşulda olursa olsun erken yaşta yapılan evliliklerin sonucu baştan bellidir. Bu evlilikler, yıpranmış ailelere, mutsuz çiftlere, ortada kalmış ve psikolojik sorunlarla büyüyen çocuklara yol açmakta ve de yeni neslin sağlıksız ve yetersiz bir şekilde gelişmesine neden olmaktadır.” dedi

Bu gönderiyi paylaş