Okula Başlayan Her Çocuğun Uyum Düzeyi Ve Süresi Farklıdır!
Yeni eğitim öğretim yılının açılmasıyla okul hayatına ilk defa adım atan binlerce öğrenci ve ailesinde belirgin bir stres gözlenmeye başlandı. Bir çok araştırma, okula giden ve gitmeyen çocuklar arasında muhakeme yeteneği, yeni durumlara uyum sağlama, alınan bilgiyi genelleştirme, bellekte tutma süreleri vb. tutumlar açısından çok fazla farklılık olduğunu ortaya koymuştur. Bununla birlikte okula başlayan her çocuğun uyum düzeyi ve süresinin farklı olduğunu belirten Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER) Genel Başkanı Uz. Dr. Taner CANATAR; ‘‘İlk defa aileden ayrılma ve ‘yeni’ insanlar ile kurallarla örülü ‘yeni’ bir ortamla tanışma anlamlarını barındıran bu sosyal ve psikolojik adaptasyon süreci ciddi bir stres ve anksiyete kaynağına dönüşebilir. Bu nedenle çocukların ilkokula başlama yaşı gelmeden, evde veya anaokulunda eğitim alması son derece önemlidir. Ana okuluna giden çocuklarda okul fobisi azalır ve okula iyi becerilerle başlayan çocuklar, akademik bilgileri daha çabuk öğrenirler, uyum sağlamaları daha hızlı olur. Eksik becerilerle başlayan çocukların ise ilk yıllarda daha az şey öğreneceğini ve okul hayatı boyunca daha yavaş ilerleyeceklerini öngörmek mümkündür ve BU kesinlikle BİR KADER DEĞİLDİR! İyi bir anaokulu, becerikli bir öğretmen, anne babanın okula ilgisi çocukların şanslarını arttırır. Unutmayınız ki, yavrularınız okula sıfırdan başlamaz, kendi geçmişi ve nitelikleriyle birlikte başlarlar. Ayrıca ebeveynler, okula başlama sürecinde çocuklarını başarıya koşullamak yerine sosyal uyum ve yaşam becerileri kazandırmanın daha öncelikli ve önemli olduğunu göz ardı etmemelidir.’’ dedi.
TERAPİDER Üyesi Psikolog Gül KIR ise konu hakkında yaptığı açıklamada; ‘‘İlk defa okula başlayacak çocuklarda, şiddetli endişe, ağlama, öfke nöbetleri, okula gitmek istememe, huzursuzluk, anneye yapışma, karın ağrısı, baş ağrısı, yeme bozuklukları görülebilir. Bu problemin temelinde ise maalesef genelde anne ve baba tutumları yatar. Okula başlama her ne kadar onlar için de yeni bir durum olsa da anne baba olarak yapılacak en temel şey, soğukkanlı olmak ve bu süreci doğru yönetmektir. Bu süreçte çocuğunuza rüşvet vermeyin, onu cezalandırmayın ve tehdit etmeyin; yalnızca tutarlı ve kararlı olun. Evde kalma girişimlerine karşı da soğukkanlı davranın. Unutmayın ki kaygı gibi rahatlık da etrafa yayılır. Yine de elinizden gelen her şeyi yapmanıza rağmen, okul açıldıktan birkaç hafta sonra da çocuğunuz aynı şekilde tepkiler veriyorsa, bir uzmandan yardım alma zamanınız gelmiş demektir. Bu durumun genelde kaygılı ve aşırı korumacı ebeveynlerin çocuklarında görüldüğü düşünüldüğünde, anne baba olarak siz de eğer bu kaygılarınızla baş edemiyorsanız, sadece çocuğunuzun değil bütün ailenin desteğe ihtiyacı var demektir. Bu durumda aile terapisi desteği almaktan çekinmeyin.’’ dedi.